TMK.md.203 hükmüne göre:
Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilirler, kaldırabilir veya değiştirebilirler.
Yasanın 203. maddesi eski Medeni Kanunu’muzun 171. maddesini kısmen değiştirmek suretiyle tekrar etmektedir.
Maddenin kaynağı olan İMK.md.182 hükmüdür. Ancak İMK.md.182 iki cümleden ibaret olan hükmü iki ayrı fıkra halinde hükme bağlamışken, bizim 203, madde iki cümleyi tek fıkra olarak düzenlemiştir.
Maddede iki konu düzenlenmiştir.
Birinci cümle mal rejimi sözleşmesinin yapılabileceği zamanla ilgilidir. İkinci cümle ise mal rejimi sözleşmesinin konusuyla ilgilidir.
1. Sözleşmenin Evlenmeden Önce veya Sonra Yapılabilmesi
Yeni TMK’muz, eski TKM’sinde olduğu gibi, eşler için bir mal rejimi sözleşmesi (evlilik sözleşmesi) yapma zorunluluğu getirmemiştir. Eşler, bir mal rejimi sözleşmesi yapmadıkları takdirde, aralarında yasal mal rejimi geçerli olacaktır. Eskiden yasal mal rejimi mal ayrılığı iken, yeni yasada bunun yerine edinilmiş mallara katılma rejim getirilmiştir.
Eşler, yasal mal rejimini benimsemedikleri takdirde, bunun yerine, seçimlik rejimlerden birine ilişkin mal rejimi sözleşmesi (evlilik sözleşmesi) yapabilirler. TMK. md. 203 hükmü, eski TKM. md. 173 ‘deki bir kuralı tekrar etmektedir. Bu hükme göre: rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir.
Eşlerin mal rejimi sözleşmesini evlenmeden önce yapmaları ile evlenmeden sonra yapmaları arasında, İMK’ndan farklı olarak bizim TMK’muzda aşağıda ele alacağımız, mal sözleşmesinin şekli bakımından bir fark vardır. Evlenmeden önce, mal rejimi sözleşmesi (evlilik sözleşmesi) yapılmasında eşlere notere gitme olanağı yanında, evlendirme memuruna yazılı olarak da mal rejimini beyan edebilmeleri olanağı getirilmiştir. Halbuki, evlenmeden sonra yapılacak olan mal rejimi sözleşmesinde bu olanak mevcut olmayıp, eşler, evlenmeden sonra, sadece noterde mal rejimi sözleşmesi yapabileceklerdir.
Bu konuda eski TKM’mizde bir başka fark daha yaratılmıştı. Eski TKM. md.173/f.II “Evliliğin devamı sırasında yapılan evlenme mukaveleleri mahkemenin de tasvibine iktiran etmek lâzımdır” hükmünü içermekteydi. Bu hükme göre, eşler evlendikten sonra mal rejimi sözleşmesi yapacak olurlarsa, bunun geçerliliği mahkemenin onayına bağlanmıştı.
Yeni TMK’muzda bu hükme yer verilmemiş, eşlerin gerek birbiriyle, gerekse üçüncü kişilerle yapacakları hukuksal işlemlerde sözleşme özgürlüğü ilkesine yer verilmiş; yasanın 193. maddesinde, kanunda öngörülen haller dışında, eşlerin bu özgürlüğe sahip oldukları kabul edilmiştir. Bunun sonucu olarak, eşlerin evlenmeden sonra yapacakları mal rejimi sözleşmesinde de mahkemenin onayı koşulu yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece, bu noktada, yeni yasada eşler arasında mal rejiminin evlenmeden önce veya sonra yapılması arasında bir fark kalmamıştır.
2. Mal Rejimi Sözleşmesinin Konusu
TMK.md. 203 mal rejimi sözleşmesinin “seçilebilir, kaldırılabilir veya değiştirilebilir” olabileceğini öngörmüştür.
Buna göre mal rejimi sözleşmesinin konusu yasal mal rejimi dışındaki seçimlik rejimlerden birinin kabul edilmesine, mevcut yani ister yasal isterse seçilmiş olan mal rejiminin kaldırılmasına ve yerine başka bir mal rejiminin seçilmesine ya da mevcut mal rejiminin değiştirilmesine ilişkin olabilir.
Her üç halde de maddeye “kanunda yazılı sınırlar içinde” ölçüsü konulmuştur. Buna göre gerek seçim, gerek kaldırma gerekse değiştirme ancak kanunda yazılı sınırlar içinde mümkün olabilecektir.
Yasa koyucu hem mal rejimi türü (tipi) bakımından hem de mal rejimlerinin içeriği bakımından eşlerin seçimi konusunda bir sınırlandırma getirmiştir.
Mal rejiminin seçimi, eşlerin yasal mal rejimi dışında kalan üç rejimden biTini seçmelerini ifade eder. Buradaki “seçim” sözcüğü “kanunda sınırlı bir şekilde sayılmış olan üç mal rejiminden birine ilişkin sözleşme yapabilmeyi” ifade eder. Yoksa burada tek taraflı bir irade açıklaması ile istenilen hüküm ve sonucu doğuran teknik ve dar anlamda bir “seçim hakkı” söz konusu değildir. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi “mal rejimi seçimi” içinde yer alanlardan birisi değildir. Zira yasal mal rejimi zaten eşlerin diğer üç mal rejimini seçmemiş olmaları halinde geçerli olan rejimdir. Bu nedenle yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi “seçimlik rejimin konusu” olamaz. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi seçimlik bir rejim olmamasına karşın, eşler yasal mal rejiminde ancak yasal sınırlar içinde değişiklikler içeren bir sözleşme yapabilirler. Buna göre yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi ile ilgili olarak yapılacak sözleşme maddedeki ifadesiyle “mal rejiminin değiştirilebilmesine” ilişkin sözleşme olabilir.
Mal rejimi sözleşmesinin konusu “mal rejiminin kaldırılması” olabilir, Bu durumda eşler arasında mevcut olan yasal ya da seçimlik üç rejimden birinin yeri. ne diğer bir mal rejiminin kabul edilmesi gündeme gelebilecektir. Eşlerin aralarındaki yasal mal rejimini kaldırmaları ancak üç seçimlik rejimden birini kabul etmeleri halinde mümkün olabilecektir. Bu nedenle eşlerin “üç seçimlik rejimden birine ilişkin sözleşme yapmadan yasal mal rejimini kaldırmalarına ilişkin bir sözleşme yapmaları” mümkün değildir. Böyle bir sözleşme yapılmış olsa bile aralarında yasal mal rejimi geçerli olacaktır. Zira bu durumda TMK. md. 202 f.I uygulanacak; bu maddenin II. fıkrasında sözü edilen “diğer rejimlerden birini kabul etmeleri” söz konusu olmadığından yasal mal rejimi kaldırılamayacaktır. O halde mal rejimi sözleşmesi ile yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin kaldırılması onun yerine seçimlik üç mal rejiminden birinin kabul edilmesi ile mümkün olabilecektir.
Mal rejiminin konusu “mal rejiminin değiştirilmesi” olabilir. Burada da TMK. md. 203 ‘de konulan “kanunda yazılı sınırlar içinde” olma kaydı geçerlidir. Yasa koyucu yasal ve seçimlik rejimlerde eşlerin yapabilecekleri değişiklikleri hükme bağlamış, değişiklikler konusunda yasal sınırlar getirmiştir.
Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde yasa eşlerin yapabilecekleri değişikliklere ilişkin düzenlemeler getirmiştir. Örneğin: TMK.md.221 f.I “Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler” hükmü yer almıştır. Bu hükme göre eşler yasal mal rejiminde her malvarlığı değerinin kişisel mal sayılması konusunda sözleşme yapamayacaklardır. Böyle bir sözleşmeyi ancak “bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken” mal- varlığı değerlerinin kişisel mal sayılması için yapmak mümkün olabilecektir. Aynı maddenin II. fıkrasında eşlerin mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilecekleri öngörülmüştür. Öte yandan TMK.md.227 f. III’de “Eşler, yazılı bir anlaşmayla değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi ,pay oranını da değiştirebilirler” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre eşler mal rejimi sözleşmesiyle “değer artış payı” (katkı alacağı) talep etmeyeceklerini kararlaştırabilecekleri gibi, alacakları pay oranını da değiştirebilecektir. Nihayet bu konuda bir başka örnek TMK 111d’ 237 ‘de yer almaktadır. TMK. md. 236 hükmüne göre edinilmiş mallara katılma rejiminde her bir eş artık değerin yarısı üzerinde katılma alacağına sahiptir. Ancak TMK. md. 237 f.I “Artık değere katılmada mal rejimi sözleşmesiyle başka bir esas kabul edilebilir” hükmü ile eşlerin sözleşme ile yarı oranda katılma alacağı yerine farklı bir oran (her birinin dörtte biri gibi) kararlaştırabilirler.
Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin yapabilecekleri bu değişiklikler dışında mal ortaklığı rejiminde de yapılabilecek değişikliklere sınırlı bir şekilde yer verilmiştir. Örneğin. TMK.md.274’de mal ortaklığı rejiminde değer artış alacağı konusunda edinilmiş mallara katılma rejimine ilişkin 227. maddedeki düzenlemeye yollama yapılmıştır. Yollama yapılan 227. maddenin III. fıkrası karşısında eşlerin yasal mal rejimi ile değer artış alacağından vazgeçebilmeleri ya da pay oranını değiştirebilmeleri mümkün olabilecektir.
Mal rejimine ilişkin olarak eşlerin yaptıkları anlaşma bir sözleşme olduğuna göre sözleşmelerin kurulmasına ve geçerlilik koşullarına ilişkin hükümlere uygun olarak kurulması gerekir. TMK. md. 5 “Bu kanun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır” hükmünü içermektedir. Bu hükme göre Borçlar Kanunu’muzda düzenlenmiş olan sözleşmelerin kurucu ve geçerlilik unsurlarına ilişkin hükümler (İBK. md.1928;30-39 gibi) mal rejimi sözleşmeleri için de aranacaktır.
Mal rejimi sözleşmelerinde uyulması gereken şekil kuralları TMK. md.205’te düzenlenmiştir. Buna göre;
Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini yazılı olarak da bildirebilirler.
Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur.
Mal rejimi sözleşmesi hakkında daha detaylı bilgi almak için Bursa Aile Avukatı sayfamızı ziyaret ederek, avukatımıza soru sorabilirsiniz.