6306 sayılı Kanunun 6/9. maddesine göre;
“Bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca dava açılabilir.”
Riskli Alanlar içerisinde 6306 sayılı kanun uyarınca yapılan uygulamalara dair işlemlerin niteliği ayrı ayrı değerlendirilmelidir. İmar planları düzenleyici işlemler iken riskli yapı tespiti, itirazın değerlendirilmesi, yıkım, tahliye, ruhsat düzenlenmesi gibi işlemler bireysel işlemler olarak kabul edilir. Dava açma süreleri de bu durumlarına göre değişebilmektedir. Bireysel işlemlere karşı tebliğ üzerine dava açılabilecekken düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle uygulama üzerine da dava açılabilecektir.
Kanun uyarınca bu uygulamalara dair işlemlerin iptali istemiyle 30 gün içerisinde İdare Mahkemesine dava açılabilir. 2577 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca menfaati ihlal edilen kişilerin dava açma ehliyetinin olduğu kabul edilmektedir.
İdare mahkemelerinde dava açmak için hazırlanan dilekçelerin 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun olması gerekmektedir. Aksi halde mahkemece 2577 sayılı Kanunun 15. maddesi uyarınca dilekçenin reddine karar verilebilir. Böyle bir durumda eksiklikler 30 gün içerisinde giderilerek yenileme dilekçesi verilmelidir.
Bu işlemlerin iptali istemiyle açılacak davalarda hazırlanacak dilekçelerin 2577 sayılı Kanunun 5. maddesine de uygun olması gereklidir. Aksi halde Mahkemece yine dilekçenin reddine karar verilecektir. Bu maddeye göre menfaat birlikteliği olan kişiler aynı dilekçe ile dava açabilirler. Aksi takdirde ayrı ayrı hazırlanacak dilekçelerle ayrı ayrı dava açılmalıdır. Benzer şekilde iki farklı işlemin aynı dilekçe ile dava konusu edilmesi hususu da bu madde çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Bu işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda 2577 sayılı Kanunun 27. maddesinde öngörüldüğü şekilde yürütmenin durdurulması da talep edilebilir. Bu talepler mahkemelerce ilk aşamalarda değerlendirilebildiği gibi, bilirkişi incelemeleri sonucunda hazırlanan raporlara dayalı olarak da değerlendirilebilmektedir.
Bu davalarda verilen mahkeme kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabilir.