ncmec

NCMEC Raporu ve Çocuk Pornografisine İlişkin Yargılamalar

Türk Ceza Kanununun 226. maddesinde müstehcenlik başlığı altında hem müstehcenlik suçu hem de çocuk pornografisine ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Kanun metni okunduğunu ana temasının çocukların korunması olduğu görülmektedir. Çocuklara müstehcen görüntülerin izletilmesi, müstehcen görüntülerde çocukları kullanmanın yada çocukların kullanıldığı görüntülerle ilgili tasarrufta bulunmanın cezalandırılacağı ve ceza miktarı açık şekilde yazılmıştır.

TCK ‘nın 226. Maddesinin 3. Bendinde müstehcen görüntülerde çocukların kullanılması yada çocukların kullanıldığı görüntülerle ilgili tasarrufta bulunmak açıkça belirtilmiştir. Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Bu tarz dosyalarda savunma yaparken bir ceza avukatından destek almanız faydalı olacağını önemle belirtmek isteriz. Zira konu içerisinde bilişim sistemlerini de barındıran bir konu olduğu gibi bu alanda bilgi birikimi yüksek bir ceza avukatından destek alınmadığı takdirde olumsuz sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Çünkü şüpheli olarak siz bu suçu işlemeseniz bile bazen hatalı değerlendirmeler ile ceza verilmektedir.

Müstehcenlik halk arasında bilinen adıyla çocuk pornografisine ilişkin suçların büyük çoğunluğunu NCMEC (NATİONAL CENTER FOR MİSSİNG AND EXPLOİTED CHİLDREN) raporları oluşturmaktadır. ABD merkezli türkçesi Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi olan birimden ilgili ülkenin kolluk birimine gönderilen rapora istinaden soruşturma başlatılmaktadır.
Hakkınızda NCMEC raporuna istinaden soruşturma başlatıldıktan sonra kolluk birimi tarafından ifadeniz alınmaktadır. İfade alınması sırasında uzman bir ceza avukatından destek almanız soruşturmanın ve yargılamanın geleceği açısından önem arz etmektedir. Zira yukarıda da değindiğimiz üzere spesifik bir konu olması nedeniyle yargılama yapan makamların bile bu konu hakkında uzmanlıkları olmamaktadır.

Soruşturma aşamasında inceleme yapan savcılık sizin suç işlemiş olabileceğiniz kanaatine ulaşırsa hakkınızda dava açılması için iddianame düzenler ve görevli olan Asliye Ceza Mahkemesine gönderir. Asliye Ceza Mahkemesi iddianamenin eksiksiz olduğu kanısına varırsa davayı açar ve kovuşturma aşamasına geçilmiş olur. Kovuşturma aşamasında mahkemeler çoğunlukla yargılamaya konu görsel yada yazının 18 yaşından küçük çocuklarla ilgili olup olmadığının tespiti için Muzır Neşriyat raporu aldırır. Ancak sizin ceza almanız yada beraat etmeniz sadece bu rapora bağlı değildir. Sizin ve alanında uzman bir ceza avukatınızın yapacağı savunma, dosyadan ve kurumlardan isteneceği yazılar yada alınacak uzman görüşleri sizin hakkınızda verilecek kararlarda etkili olacaktır.

Kişiler suç işlediğini düşünmezken şaka amacıyla birbirlerine gönderdikleri ve içeriğinde çocukların yer aldığı paylaşımlar nedeniyle yargılanmakta ve ceza almaktadırlar. Bu nedenle herhangi bir paylaşımda bulunurken içerisinde çocukların olmadığına özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.

Borca Batık İşveren Çalıştırdığı İşçilerin Ücretini Ödeme Yolu Var mıdır? (Ücret Garanti Fonu)

İş hukuku, en basit anlatımıyla işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıkları inceleyen özel hukuk dalıdır. Türkiye’de işverenler, işçiler arasındaki ilişkilerini genellikle profesyonel yürütmediği için işçinin işten çıkması veya çıkarılması halinde ortaya birçok hukuki sorun doğmaktadır. Bunlardan birisi de borca batık işverenin işçilerinin ücretini ödeyemez duruma gelmesidir. Böyle bir durumda ücret garanti fonu devreye girer. İşveren İŞKUR’a başvurması halinde ücret garanti fonu sayesinde işçilerin 3 aya kadarki ücreti ücret garanti fonundan karşılanmış olur. Bununla ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için buraya tıklayarak ilgili sayfamızdan bilgi alabilirler.

8 Eylül 1999’dan Önce Sigortalı Olanların Emekli Olunca Kıdem Tazminatı Alma Durumu

Mobbing Sebebiyle İşçi İş Akdini Haklı Nedenle Feshedebilir mi?

İşe İade Davasında İşverenin Dikkat Etmesi Gereken En Önemli Husus Nedir?

İşçinin Çalıştığı İşyeri Değişmesi Durumunda İşçi Haklı Nedenle Fesih Yapabilir mi?

İşçinin İş Tanımı Dışında Çalıştırılması

Bir İşçi Günde En Fazla Kaç Saat Çalıştırılabilir?

8 Eylül 1999’dan Önce Sigortalı Olanların Emekli Olunca Kıdem Tazminatı Alma Durumu

8 Eylül 1999’dan önce çalışmaya başlayanlar 3600 gün sigortalılık süresini doldurmuşsa emeklilik için yaş sınırını sağlamasa da Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan alacağı kıdem tazminatı alabilir yazısını işverene vererek istifa ederse kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Eğer işveren böyle bir durumda kıdem tazminatı ödemeyi reddederse işçiye dava açma hakkı doğar. Kıdem tazminatının ödenmesi için işverene açılan bir davada alanında uzman bir iş hukuku avukatı dahil etmek işçiye avantaj sağlayacaktır.

Borca Batık İşveren Çalıştırdığı İşçilerin Ücretini Ödeme Yolu Var mıdır? (Ücret Garanti Fonu)

Mobbing Sebebiyle İşçi İş Akdini Haklı Nedenle Feshedebilir mi?

İşe İade Davasında İşverenin Dikkat Etmesi Gereken En Önemli Husus Nedir?

İşçinin Çalıştığı İşyeri Değişmesi Durumunda İşçi Haklı Nedenle Fesih Yapabilir mi?

İşçinin İş Tanımı Dışında Çalıştırılması

Bir İşçi Günde En Fazla Kaç Saat Çalıştırılabilir?

Mobbing Sebebiyle İşçi İş Akdini Haklı Nedenle Feshedebilir mi?

Mobbing, işçiye karşı işyerinde kötü niyetli bir şekilde belli bir kişiye psikolojik tacizce bulunmak ve aşağılayıcı tavırlarda bulunmaya denir. Genellikle işçiye kıdem tazminatı ödemek istemeyen işveren bu yolla işçiyi bezdirip işçinin kendisinin işten çıkmasına sebep olur.

Mobbinge uğrayan işçi haklı nedenle iş sözleşmesini feshedip şartları sağlaması halinde kıdem, ihbar (İşçi diğer sebeplerle haklı nedenle iş akdini sonlandırması halinde ihbar tazminatına hak kazanamaz.) ve ayrımcılık tazminatına hak kazanır. Bunların yanı sıra kişilik hakları zedelenmiş işçi işverene karşı manevi tazminat davası açabilir.

Mobbingte en önemli sorun ispat edilmesinin güç olmasıdır. Burada ispat yükü işçiye ait olup her türlü delille ispat edilebilir. İşçiyle beraber çalışmış iş arkadaşlarının mobbingle ilgili tanıklık yapması mobbingin kanıtlanması hususunda çok önemli yere sahiptir.

Mobbing kaynaklı işçi tarafından iş akdinin feshi durumunda yaşanabilecek hukuki anlaşmazlıkları çözmek veya dava yolu hukuki sürecin başlatılması için iş hukuku avukatından yardım almakta fayda vardır.

Borca Batık İşveren Çalıştırdığı İşçilerin Ücretini Ödeme Yolu Var mıdır? (Ücret Garanti Fonu)

8 Eylül 1999’dan Önce Sigortalı Olanların Emekli Olunca Kıdem Tazminatı Alma Durumu

İşe İade Davasında İşverenin Dikkat Etmesi Gereken En Önemli Husus Nedir?

İşçinin Çalıştığı İşyeri Değişmesi Durumunda İşçi Haklı Nedenle Fesih Yapabilir mi?

İşçinin İş Tanımı Dışında Çalıştırılması

Bir İşçi Günde En Fazla Kaç Saat Çalıştırılabilir?

İşe İade Davasında İşverenin Dikkat Etmesi Gereken En Önemli Husus Nedir?

İşe iade davasının işçi lehine tebliğ edilmesi halinde işçi, tebliğin kendisine yapılmasından itibaren işçi 10 iş günü içerisinde işe başlamak istediğini işverene veya vekiline bildirmelidir. İşveren ise bu bildirimden sonra işe daveti bizzat işçinin kendisine yapmalıdır. İşçinin avukatına yapılan işe davet tebliği geçersiz sayılır. Bu husus işverenler için gözden kaçtığı için işveren aleyhine olmaktadır. Bu yüzden işe davet bizzat işçiye yapılmalıdır.

Borca Batık İşveren Çalıştırdığı İşçilerin Ücretini Ödeme Yolu Var mıdır? (Ücret Garanti Fonu)

8 Eylül 1999’dan Önce Sigortalı Olanların Emekli Olunca Kıdem Tazminatı Alma Durumu

Mobbing Sebebiyle İşçi İş Akdini Haklı Nedenle Feshedebilir mi?

İşçinin Çalıştığı İşyeri Değişmesi Durumunda İşçi Haklı Nedenle Fesih Yapabilir mi?

İşçinin İş Tanımı Dışında Çalıştırılması

Bir İşçi Günde En Fazla Kaç Saat Çalıştırılabilir?

İşçinin Çalıştığı İşyeri Değişmesi Durumunda İşçi Haklı Nedenle Fesih Yapabilir mi?

Eğer iş sözleşmesinde işçinin farklı yerlerde çalıştırılabileceği ile ilgili bir ibare yoksa işveren işçiyi iş tanımı dışında çalıştırmasında olduğu gibi bu işyeri değişikliğini işçiye yazılı bir şekilde bildirmesi gerekmektedir. İşçi 6 iş günü içinde olumlu veya olumsuz bu bildirime yanıt verir. İşçinin yanıt vermemesi durumunda işçi iş yeri değişikliğini kabul etmiş sayılır. İş yeri değişikliği sözleşmede yazsa bile işveren bu değişiklikte iyi niyetli olmalıdır. İşverenin iyi niyetli olup olmadığını somut olaya bakarak cevap vermek gerekmektedir. Örneğin işçinin çalıştığı birim kapatılmasından dolayı işçiyi evine daha yakın başka bir yerde çalıştırması işverenin iyi niyetli olduğunu gösterir. Bu durumda işçi haklı nedenle fesih yoluna giderse mahkeme işçi aleyhine karar verebilir. Çünkü somut olay işçi lehinedir. Bu sebeple işçi için herhangi bir menfaat kaybı olmayacaktır.

Borca Batık İşveren Çalıştırdığı İşçilerin Ücretini Ödeme Yolu Var mıdır? (Ücret Garanti Fonu)

8 Eylül 1999’dan Önce Sigortalı Olanların Emekli Olunca Kıdem Tazminatı Alma Durumu

Mobbing Sebebiyle İşçi İş Akdini Haklı Nedenle Feshedebilir mi?

İşe İade Davasında İşverenin Dikkat Etmesi Gereken En Önemli Husus Nedir?

İşçinin İş Tanımı Dışında Çalıştırılması

Bir İşçi Günde En Fazla Kaç Saat Çalıştırılabilir?

İşçinin İş Tanımı Dışında Çalıştırılması

Burada önemli olan işçinin çalışma şartlarında esaslı bir değişiklik olup olmadığıdır. Esaslı değişiklik değilse işveren tek taraflı olarak işçinin çalışma şartlarını değiştirebilir. Tabi burada somut olaya bakarak değiştirilen çalışma şartlarının esaslı mı değil mi bakmak gerektir. Eğer işveren işçinin çalışma şartlarında esaslı bir değişiklik yapmak istiyorsa yapmak istediği değişiklikle ilgili işçiye yazılı bildirimde bulunmak zorunda bulunmalıdır. İşçi de 6 iş günü içerisinde yazılı olarak değişikliği kabul etmelidir. İşçinin yazılı şekilde kabul etmeden verilen işi yapması kabul anlamına gelmemektedir. Bu yüzden kabul mutlaka yazılı olmalıdır. Türkiye’de ise genelde böyle bir yazılı onay almadan işçi çok farklı işler yapmaktadır. En sık karşımıza çıkan olayda işyerine muhasebeci olarak kişinin çay, kahve servisi, temizlik gibi iş tanımında olmayan işleri de yaptırılmasıdır. Böyle bir durumda eğer işçi bu farklı işleri yazılı olarak onaylamadıysa iş akdini haklı nedenle feshedebilir. Aynı şekilde işçinin bir belgesi veya tecrübesi ile çalıştığı birimin kapatılması sonucu işçiyi daha basit başka bir birimde çalıştırılmak zorunda bırakılması halinde de işçi iş akdini haklı nedenle feshedebilir.

Borca Batık İşveren Çalıştırdığı İşçilerin Ücretini Ödeme Yolu Var mıdır? (Ücret Garanti Fonu)

8 Eylül 1999’dan Önce Sigortalı Olanların Emekli Olunca Kıdem Tazminatı Alma Durumu

Mobbing Sebebiyle İşçi İş Akdini Haklı Nedenle Feshedebilir mi?

İşe İade Davasında İşverenin Dikkat Etmesi Gereken En Önemli Husus Nedir?

İşçinin Çalıştığı İşyeri Değişmesi Durumunda İşçi Haklı Nedenle Fesih Yapabilir mi?

Bir İşçi Günde En Fazla Kaç Saat Çalıştırılabilir?

Bir İşçi Günde En Fazla Kaç Saat Çalıştırılabilir?

Kural olarak haftada 45 saat çalışan bir işçi günlere eşit bölünmesi ile günlük 7.5 saat çalıştırılır. Ama işverenin işçiyi her gün eşit süre çalıştırma yükümlülüğü yoktur. 7.5 saatlik süreyi kısaltabileceği gibi uzatabilir de. Ama bu süre günlük 11 saati geçemez. Eğer işveren işçiyi günde 11 saatten fazla çalıştırırsa işçi iş akdini haklı nedenle feshedebilir. Bu durumda da işçi kıdem tazminatına hak kazanmış olacaktır. Ayrıca işveren işçiye bir yılda 270 saatten fazla fazla mesai ile çalıştıramaz. Fazla mesai saatinden doğan anlaşmazlıklardan dolayı doğabilecek iş hukuku davaları için iş hukuku avukatından yardım alabilirsiniz.

Borca Batık İşveren Çalıştırdığı İşçilerin Ücretini Ödeme Yolu Var mıdır? (Ücret Garanti Fonu)

8 Eylül 1999’dan Önce Sigortalı Olanların Emekli Olunca Kıdem Tazminatı Alma Durumu

Mobbing Sebebiyle İşçi İş Akdini Haklı Nedenle Feshedebilir mi?

İşe İade Davasında İşverenin Dikkat Etmesi Gereken En Önemli Husus Nedir?

İşçinin Çalıştığı İşyeri Değişmesi Durumunda İşçi Haklı Nedenle Fesih Yapabilir mi?

İşçinin İş Tanımı Dışında Çalıştırılması

ncmec

Çocuk Pornografisi Paylaşımı ve NCMEC Raporu

THE NATIONAL CENTER FOR MISSING AND EXPLOITED CHILDREN

(ULUSAL KAYIP VE İSTİSMAR EDİLEN ÇOCUKLAR MERKEZİ)

Ülkemizde ve dünyada özellikle son yıllarda istismara uğrayan çocuk sayısında ciddi bir artış yaşanmıştır. Sosyal medyanında hayatımızda önemli bir yer edinmesi nedeniyle içerisinde çocuklarında yer aldığını pornografik içeriklerin paylaşımı da bilerek yada bilmeyerek artmış durumdadır. Çocuk pornografisi ile ilgili tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önlemler alınmış ve Türk Ceza Kanunu kapsamında suç kabul edilerek ciddi yaptırım kararları alınmıştır.

Çocuk Pornografisi Nedir?

Ulusal ve uluslararası mevzuatta 18 yaşında küçük kişiler çocuk olarak kabul edilmektedir. Buna göre çocuk pornografisi tanımlanırken kişinin 18 yaşından küçük olması ya da 18 yaşından küçük görünüyor olması gerekmektedir.

Çocuk pornografisi; çocukların, temsili çocuk görüntülerinin veya çocuk gibi görünen kişilerin kullanıldığı görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin tümü olarak tanımlanabilir.

Çocuk Pornografisi Cezası Ne Kadardır?

Çocuk pornografisine ilişkin suç Türk Ceza Kanununun 226. Maddesinde Müstehcenlik başlığı altında düzenlenmiştir.

TCK’nın 226. Maddesinde 3. Bendinde suçun tanımı ve ceza miktarı açıklanmıştır. Buna göre;

Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

TCK da çocuk pornografisine ilişkin ikili ayrım yapılmış ilk cümlede; çocuk pornografisi olarak kabul edilebilecek görüntü, yazı veya söz içeren ürünlerde çocukları kullanan kişinin beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı öngörülmüştür. Kişinin burada birinci cümleye göre ceza alabilmesi için ürünler üretilirken çocukları kullanması gerekmektedir.

İkinci cümlede ise çocuklar kullanılarak üretilmiş olan ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişinin iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı ifade edilmiştir. İkinci cümlede birinci cümleden farklı olarak üretilmiş olan ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, bulunduran yada başkalarının kullanımına sunan cezalandırılmak istenmiştir.

Çocuk Pornografisi Olarak Üretilen Ürünlerin Cinsel Amaçlı Olması Gerekir Mi?

Yargılamaların büyük çoğunluğu TCK. 226/3-2. Cümleden olmaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken üretilmiş olan ürünlerin sadece cinsel amaçlarla üretilmiş olması şart değildir. İçeriğinde çocuğun mevcut olduğu müstehcenlik içeren her görüntü, video veya yazı bu suçun oluşması için yeterlidir. Özellikle gençler arasında şaka amaçlı içeriğinde çocukların kullanıldığı görüntüler paylaşılmakta olup bunlarla ilgili ciddi cezalara mahkum olunmaktadır.

NCMEC Raporları Sonucu Başlatılan Soruşturmalar

NCMEC ( The National Center for Missing and Exploited Children ) türkçesi Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi olan birim ABD merkezli kurulmuş olup tüm dünyada çocuk pornografisine ilişkin etkin bir çalışma yürütmektedir.

Sosyal meyda kuruluşları ve servis sağlayıcıları tarafından çocuk pornografisine ilişkin kuruma bildirilen IP adresi, dijital veri vs. dökümanlardan bir rapor hazırlanarak ilgili ülkenin kolluk birimine sunulmaktadır. TCK 226/3 kapsamında yapılan yargılamaların büyük çoğunluğunu NCMEC raporları oluşturmaktadır.

Hakkınızda NCMEC raporuna istinaden bir soruşturma başlatıldıysa içeriğinde çocuk pornografisinin yer aldığı bir görsel ya da söz paylaşılmış demektir. Böyle bir durumla karşı karşıya kalındığında vakit kaybetmeksizin bu konuda ve bilişim hukuku konusunda uzman bir avukattan hukuki destek almanızda fayda vardır.

Örnek NCMEC Raporu

örnek ncmec raporu

Soruşturma ve Kovuşturma Aşamaları

Savcılık aşamasında yürütülen süreç soruşturma olarak adlandırılmaktadır. TCK 226 kapsamında suç işlendiğinden şüphelenilen kişi hakkında öncelikle soruşturma başlatılır ve bu konuya ilişkin ifadesi alınır. Bu aşamada verilecek olan ifade önem arz etmekte olup soruşturma sürecinin gidişatını etkileyecektir. Savcılık tarafından şüphelinin suç işlemiş olabileceği kanaati oluşursa iddianame düzenlenerek dosya Asliye Ceza Mahkemesine gönderilir.

Dosyanın mahkemeye gönderilmesi ile mahkeme iddianamede bir eksik görmezse iddianameyi kabul eder ve ceza dosyası açılarak kovuşturma sürecine geçilir. Kovuşturma aşamasında mahkeme yargılama yaparak söz konusu suçun sanık tarafınızdan işlenip işlenmediğini inceleyerek delillere göre bir karar verir.

Yargılama aşamalarında bir avukat desteği almanızı tavsiye ederiz. Zira çocuk pornografisine ilişkin yapılan yargılamalarda tutuklanma kararı dahi verilebilmektedir.

hakaret suçu ve cezası

Hakaret Suçu ve Cezası

Hakaret suçu herkes tarafından işlenebilen bir suçtur. Türk Ceza Kanununda hakaret suçu seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Söyle ki, Bir kimseye şeref ve sosyal saygınlığını zedeleyecek şekilde somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada sövmek eylemlerinden birinin fail tarafından gerçekleştirilmesi halinde suçun maddi unsuru tamamlanmış olacaktır.

Hakaret suçunun daha fazla cezayı gerektiren halleri ise şunlardır.;

  • Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenirse,
  • Mağdurun dini, siyasi, sosyal, felsefi görüş, inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından dolayı işlenirse veya,
  • Suçun kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi durumunda daha fazla ceza verileceği düzenlemesi mevcuttur.

Hakaret Suçunda Ceza İndirimi

Bunun yanı sıra hakaret suçundan dolayı bazı durumlarda cezanın indirileceği hususu kanun koyucu tarafından düzenlenmiştir. Buna göre;

– Hakaret fiili haksız bir fiile tepki olarak işlenirse veya
– Karşılıklı olarak işlenmesi halinde ceza da indirim yapılacaktır.

Bütün bu hususlara ek olarak, hakaret suçu kasten yaralama eylemine binaen işlenmesi halinde sanığa herhangi bir ceza verilmeyeceği düzenlemesi de ceza kanunumuzda mevcuttur. Hakaret suçu kasten işlenebilen bir suç olup, taksirle işlenmesi mümkün değildir. Ayrıca bu suça teşebbüste mümkün bulunmamaktadır. Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenenler hariç, soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikayetine bağlıdır. Hakaret suçlarında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

Hakaret suçu özel düzenlemeler içermekte olup, spesifik durumlarda kararlar bozulabilmektedir. Bu konuda hak kaybına uğramamak için ceza hukuku avukatından yardım almanız gerekmektedir.

Hakaret Suçu Davasında Örnek Yargıtay Kararı

Bu konuda örnek olarak Yargıtay’ın aşağıda yer alan kararını incelemekte yarar vardır.

T.C. YARGITAY KARARI

(Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Esas No: Karar No: YARGITAY . Ceza Genel Kurulu 2017/462 2018/221 Karar Tarihi: 15.05.2018 )

Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi

Sanık … hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı TCK’nun 129/3. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 18.06.2013 gün ve 483-451 sayılı hükmün, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 22.04.2015 gün ve 8133- 24194 sayı ile; “…Katılan … ve katılan …’ye yönelik hakaret suçu yönünden; katılan …’nin beyanında sanığın kendisine sadece ‘senin ne biçim oğlun var o… çocuğu’ dediği, o sırada katılan …’nin de olay yerinde olması ve duyabilecek durumda olması nedeni ile ve bu hususun tanık …’ın beyanı ile sabit olduğu, katılan …’nin beyanında ise sanığın katılan …’ye hitaben ‘şerefsizsiniz hepinizi sinkaf ettireceğim’ şeklinde hakaret ettiği, katılan …’nin ve katılan …’nin sanığa hakaret ettiğini dair delil bulunmaması karşısında, hakaret suçunun karşılıklı işlenmemesi nedeniyle sanık hakkında katılan …’ye ve Nuriye’ye yönelik hakaret suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi ise 06.10.2015 gün ve 405-713 sayı ile ilk hükümde direnmiştir. Bu hükmün de katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.01.2016 gün ve 430286 sayılı “onama ve bozma” istekli tebliğnamesiyle istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 gün ve 146-1686 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, Yargıtay 15. Ceza Dairesince 06.04.2017 gün ve 3878-8823sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık hakkında hakaret suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümler ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nun 129. maddesinin 3. fıkrasının uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. İncelenen dosya kapsamından; Yerel mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada, sanık ve müdafii ile katılanlar ve vekiline bozma ilamı ve duruşma günü davetiyesinin çıkarıldığı, davetiye tebliğine rağmen sanığın duruşmaya gelmemesi üzerine yokluğunda yargılamaya devam edilerek aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan, müdafiin dinlenilmesiyle yetinilip önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafiin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK’nun 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır. Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 1- Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.10.2015 gün ve 405-713 sayılı direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,