Sosyal medyanın hayatımızda ki yeri yadsınamaz bir gerçektir. Teknolojinin gelişmesi ve akıllı telefonların yaygınlaşması ile beraber kişilerin çok kolay bir şekilde erişim sağladığı sosyal medya (Facebook, Twitter, İnstagram vb.) üzerinden işlenen suç tipleri de artmıştır. Sosyal medyanın sanal bir ortam olmasından dolayı kişiler yaptıkları fiillerin, yorumların veya mesajların suç teşkil etmeyeceğini düşünerek rahatlıkla hareket edebilmekte ve suç işleyebilmektedir.
Konunun Türk Ceza Kanunu Bakımından Ele Alınması
Tehdit (TCK Md.106) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.
Sosyal medyanın sanal bir ortam olması ve kişilerin sahte hesaplar açarak kendi bilgilerini saklayabilmesinden dolayı rahatça hareket edebilmektedirler. Kişiler bu rahatlıkla tespit edilmeyeceklerini de düşünerek suç işleyebilmekteler. Ancak tehdit edilen kişinin savcılığa şikayette bulunması üzerine savcılık tehdit içerikli mesajı yahut yorumu atan hesabın sahibini IP numarasından tespit edebilmektedir. Dolayısıyla tehdite maruz kalan kişilerin bir sonuç çıkmaz düşüncesine kapılmaması ve hakkını sonuna kadar savunmasını tavsiye ederiz.
ÖRNEK KARAR
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/819 E. , 2018/4172 K.
Her ne kadar facebook, twitter, ınstagram isimli sosyal paylaşım siteleri ile ilgili olarak yapılan istinabe taleplerini ABD adIi makamlarının cevaplamadığı, bu sebeple şüphelinin fiziki kimliğine ulaşılamadığı, ilgili sitenin bağlı olduğu internet servis sağlayıcılarının ve yer sağlayıcılarının yurtdışı kaynaklı olduğu ve yabancı ülke şirket ve sunucularının kullanılması sebebiyle elektronik delil elde etme imkânının da mevcut olmadığı, bilişim suçlarının yapısı gereği İnternet ortamında elde edilebilecek delillerin yokluğu ve şüpheli ya da şüphelilerin teşhis edilememesi halinde başka türlü delil elde etme olanağının bulunmadığı, bu aşamada soruşturmanın devamı halinde yeni delillere ulaşmanın teknik ve hukuki açıdan mümkün olmadığı, müştekinin şikayetine konu edindiği olay ile ilgili olarak şüpheli ya da şüphelilere ulaşılmasına imkân veren hiçbir delil de sunmadığı gerekçeleriyle şikayetçinin iddiaların soyut nitelikte kaldığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar karar verilmiş ise de, şüphelinin facebook adlı sosyal paylaşım sitesindeki profil bilgilerinin ve diğer hususların araştırılarak şüphelinin kimlik bilgilerinin tespit edilmeye çalışılması, ABD adli makamlarıyla istinabe yapılması ve sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik soruşturma neticesinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ve bu sebeple itirazın reddine dair mercii Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 09/09/2017 tarihli ve 2017/3424 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
Günümüzde bu durumlar fazlaca gerçekleşmekte ve büyük mağduriyetler oluşmaktadır. Dolayısıyla böyle bir durumla karşılaşıldığında hem sürecin doğru yürütülmesi hem de hak kaybına uğramamak için tedbirli olunmalı ve bilişim alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınması önemlidir.